10 Şubat 2014 Pazartesi

A Woman Alone on the Road / Blaga Dimitrova

A WOMAN ALONE ON THE ROAD

It's a risk and a bother
in this world that's still male
when around each bend my lie
ambushes of absurd encounters
and the streets fix her
with cold stares.
This woman alone on the road.
Her only defence
is her defencelessness.

She hasn't made from any man
a crutch, or wayside shelter.
She never walked over a man
as if he were a bridge.
She went off alone
to meet him as an equal
and to love him truly.

Whether she'll go far
or falter in the mud
or be blinded by horizons
she doesn't know. She's stubborn.
Even if rebuked along the way
her setting out itself
is accomplishment enough.
A woman alone on the road.
And yet she goes on
and does not stop.

No woman can be as lonesome
as a woman on her own.
Before her the darkness
drops down a locked door.
A woman alone on the road
ought not go out at night.
The dawn sun, like a turnkey,
will unlock her horizons.

Still she goes on
even in darkness
not glancing about in fear
but each step measuring her faith
in the Dark Man
with whom she's been threatened
for a long time.
Her steps echo on the paving
and stub aganist a stone.
A woman alone on the road:
quiet brave steps over a sad earth,
an earth which, aganist the stars,
is a woman alone on the road.

Blaga Dimitrova

Translated by John Balaban

http://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/03064229208535435





DONNA SOLA IN CAMMINO

Scomodo rischio è questo
in un mondo ancora tutto al maschile.
Dietro a ogni angolo ti aspettano
in agguato incontri vuoti.
E percorri vie che ti trafiggono
con sguardi curiosi.
Donna sola in cammino.
Essere inerme
è la tua unica arma.

Tu non hai mutato alcun uomo
in protesi per sostenerti,
in tronco d’albero per appoggiarti,
in parete - per rannicchiarti al riparo.
Non hai messo il piede su alcuno
come su un ponte o un trampolino.
Da sola hai iniziato il cammino,
per incontrarlo come un tuo pari
e per amarlo sinceramente.

Se arriverai lontano,
o infangata cadrai,
o diventerai cieca per l’immensità
non sai, ma sei tenace.
Se anche ti annientassero per strada,
il tuo stesso partire
è già un punto d’arrivo.
Donna sola in cammino.
Eppure vai avanti.
Eppure non ti fermi.
Nessun uomo può
essere così solo
come una donna sola.
Il buio davanti a te cala
una porta chiusa a chiave.
E non parte mai, di notte
la donna sola in cammino.
Ma il sole come un fabbro
schiude i tuoi spazi all’alba.

Tu cammini però anche nell’oscurità
e non ti guardi intorno con timore.
E ogni tuo passo
è un pegno di fiducia
verso l’uomo nero
col quale a lungo ti hanno impaurita.
Risuonano i passi sulla pietra.
Donna sola in cammino.
I passi più silenziosi e arditi
sulla terra umiliata,
anche lei
donna sola in cammino.

Blaga Dimitrova





YOLDAKİ YALNIZ KADIN

Bir sakıncadır, bir tehlikedir bu
hâlâ erkeklerin olan bu dünyada
yürümek yalnız başına.
Her dönemeçte bekler seni
pususu saçma rastlantıların.
Sokaklar yaralar seni
meraklı bakışlarla.
Yoldaki yalnız kadın.
Tek savunman senin
savunmasız olman.

Düşünmedin erkeği
dayanılacak bir destek gibi,
yaslanılacak bir ağaç gövdesi,
sığınılacak bir duvar gibi
düşünmedin erkeği.
Düşünmedin erkeği
bir köprü, bir tramplen gibi.
Yapayalnız çıktın yola
eşit koşullarda tanımak istedin
ve istemedin hiçbir şey erkeği sevmekten başka.

Uzaklara gidebilecek misin,
yoksa düşecek misin çamurlara?
Bilmiyorsun, direngensin ama.
Devirseler de seni yarı yolda
gene de bir yerlere varmış olacaksın
mutlaka.
Yoldaki yalnız kadın
Her şeye rağmen yürüyorsun
Her şeye rağmen durmuyorsun.

Hiçbir erkek
yalnız olamaz
bir kadın kadar.
Karanlıklar diker önüne
bir kapalı kapı.
Geceleyin hiçbir kadın
tek başına gidemez yolda.
Ama güneş, bir gardiyan gibi tıpkı,
açar uzayı sana
tan vakti.

Ama karanlıkta da yürüyorsun sen
çevrene korkuyla bakmadan.
Ve her adımın
bir güvenlik belgesidir
seni uzun süre korkutan
erkek için.
Adımlar çınlıyor taşlarda.
Yoldaki yalnız kadın.
En sessiz, en yürekli adımlar
aşağılanmış toprakta,
kendisi de yolda
yapayalnız bir kadın olan toprakta.

Blaga Dimitrova

Çeviri: Özdemir İnce





TEK BAŞINA YOLCULUK EDEN KADIN

Göze almaktır tehlikeyi, bir tedirginliktir bu,
hala erkekler dünyası olan bu dünyada.
Anlamsız karşılaşmaların tuzağı bekler
sizi her köşede.
Sokaklar ve hareketli kalabalıklar
meraklı meraklı süzer sizi
ya da dik dik bakarlar size.

Bir kadın, tek başına yolculuk eden.
Savunmasız olmanızdır
tek gerçek korunmanız.

Aslında hiç bir erkeği dönüştüremediniz
dayanacak güçlü bir desteğe,
yaslanıp dinlenccek bir ağaç gövdesine,
altında barınacak bir duvara.
Hiç bir zaman kullanmadınız bir erkeği
bir yol, bir sıçrama taşı gibi.
Eşit koşullar altında karşılaşmak için bir erkekle
ve onu gerçekten sevmek için
tek başınıza başladınız işe.

Uzağa gidip gitmeyeceğinizi bilmiyorsunuz,
ya da düşüp düşmeyeceğinizi yol ortasında batağın içine,
ya da güneşin kamaştırıp kamaştırmayacağını gözlerinizi.
Bütün bunları bilmiyorsunuz ama inadınız inat gene de.
Çünkü bıraksalar bile sizi yarı yolda,
sizin bu cesurca çıkışınız
bir yere ulaşmakla birdir.

Bir kadın, tek başına yolculuk eden.

Ve siz, hala gitmeye devam ediyorsunuz.
Ve siz, hiç ama hiç durmayacaksınız.
Hiç bir erkek hiç bir zaman
tek başına yolculuk eden bir kadın kadar
olamaz yalnız.

Karanlık çöker önünüze,
yedi kilitli bir kapı.
Hiç bir zaman bir kadın
gece çıkmaz tek başına yolculuğa.
Ve parlak güneş bir gardiyan gibi
açar açık yerlerin kilitlerini şafak vakti.

Ama siz karanlıkta da yürüyorsunuz,
etrafa bakmadan gizli gizli.
Belirler her adımınız
bir vakitler sizi sık sık korkuttukları
o belirsiz adama olan
gerçek bağlılığı ve güveni.


Ve adımlarınız kaldırım taşlarında yankılanır durur.
Bir kadın, tek başına yolculuk eden.
Kendisi de yolda yalnız bir kadın olan
bu alçakgönüllü dünyamızda
en yumuşak adımlar ve en cesur.

Blaga Dimitrova

Çeviri : A. Kadir - Gülen Fındıklı

(Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri Antolojisi-3, s.105-106. 1. Baskı Ocak 1980)


Vivre sa vie (1962) - Anna Karina


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder