5 Ağustos 2017 Cumartesi

A Matilde Urrutia / Pablo Neruda

A Matilde Urrutia

Señora mía muy amada, gran padecimiento tuve al escribirte estos mal llamados sonetos y harto me dolieron y costaron, pero la alegría de ofrecértelos es mayor que una pradera. Al proponérmelo bien sabía que al costado de cada uno, por afición electiva y elegancia, los poetas de todo tiempo dispusieron rimas que sonaron como platería, cristal o cañonazo. Yo, con mucha humildad hice estos sonetos de madera, les di el sonido de esta opaca y pura substancia y así deben llegar a tus oídos. Tú y yo caminando por bosques y arenales, por lagos perdidos, por cenicientas latitudes, recogimos fragmentos de palo puro, de maderos sometidos al vaivén del agua y la intemperie. De tales suavizadísimos vestigios construí con hacha, cuchillo, cortaplumas, estas madererías de amor y edifiqué pequeñas casas de catorce tablas para que en ellas vivan tus ojos que adoro y canto. Así establecidas mis razones de amor te entrego esta centuria: sonetos de madera que sólo se levantaron porque tú les diste la vida.

Pablo Neruda - (Octubre de 1959)





To Matilde Urrutia

My beloved wife, I suffered while I was writing these misnamed “sonnets”; they hurt me and caused me grief, but the happiness I feel in offering them to you is vast as a savanna. When I set this task for myself, I knew very well that down the right sides of sonnets, with elegant discriminating taste, poets of all times have arranged rhymes that sound like silver, or crystal, or can- nonfire. But—with great humility—I made these sonnets out of wood; I gave them the sound of that opaque puré substance, and that is how they should reach your ears. Walking in forests or on beaches, along hidden lakes, in latitudes sprinkled with ashes, you and I have picked up pieces of puré bark, pieces of wood subject to the comings and goings of water and the weather. Out of such softened relies, then, with hatchet and machete and pocketknife, I built up these lumber piles of love, and with fourteen boards each I built little houses, so that your eyes, which I adore and sing to, might live in them. Now that I have declared the foundations of my love, I surrender this century to you: wooden sonnets that rise only because you gave them life.

Pablo Neruda - (October 1959)





To Matilde Urrutia

I suffered while I was writing these misnamed "sonnets;" they hurt me and caused me grief, but the happiness I feel in offering them to you is vast as a savanna. When I set this task for myself, I knew very well that down the right sides of sonnets, with elegant and discriminating taste, poets of all times have arranged rhymes that sound like silver, or crystal, or cannonfire. But—with great humility—I made these sonnets out of wood; I gave them the sound of that opaque pure substance, and that is how they should reach your ears. Walking in forests or on beaches, along hidden lakes, in latitudes sprinkled with ashes, you and I have picked up pieces of pure bark, pieces of wood subject to the comings and goings of water and the weather. Out of such softened relics, then, with hatchet and machete and pocketknife, I built up these lumber piles of love, and with fourteen boards each I built little houses, so that your eyes, which I adore and sing to, might live in them. Now that I have declared the foundations of my love, I surrender this century to you: wooden sonnets that rise only because you gave them life.

Pablo Neruda to Matilde Urrutia, from One Hundred Love Sonnets. (October 1959)





Matilde Urrutia'ya ithafen

Senin için yazdığım bu adsız şiirler nice büyük acıların, nice büyük hüzünlerin ürünü, sevgili kadınım. Ama onları bitirip sana sunmak, çayırlardan bile geniş bir kıvanç veriyor bana. Şairler sone'lerini, zevkle, özenle, incelikle seçtikleri gümüş, billur, tiz ya da gür sesli uyaklarla süslediler hep. Bana gelince, sonelerimi odundan yaptım, onlara donuk ve saf odunun sesini verdim, kulaklarına da bu sesle ulaşsınlar. Seninle ben, ağaçlar arasında, kumlar üstünde, yitik göller kıyısında, kül iklimlerde dolaştık, saf odun parçalarını, gidip gelen suyun ve kapalı havaların kalaslarını devşirdik. Sonsuzca yumuşatılmış bu kalıntılardan, taptığım ve şarkısını söylediğim gözlerin içinde yaşasın diye, balta'yla bıçak'la çakı'yla bu aşk çatılarını, on dört tahtadan yapılmış bu küçük evleri kurdum. Aşkımın yansımaları olan bu yüz şiiri, odundan yapılmış bu soneleri sana adıyorum, çünkü varlıklarını sana borçlular.

Pablo Neruda - (Ekim 1959)





Matilde Urrutia'ya

Çok sevgili kadınım, sana bu kötü söyleyişli soneleri yazmak büyük çile oldu, acılar verdi ve sanki canımdan bir şeyler aldı, fakat sana bunları sunmanın mutluluğu bir çayırdan daha geniş. Bu işe girişirken, her biri için, aklımın bir köşesinde şairlerin bunca zamandır titiz ve şık beğeniyle gümüşi çınıltılı, saydam ya da top ateşini andırır dizeler kaleme aldıkları vardı. Bense, olanca alçak gönüllüğümle ağaçlardan çattım bu soneleri, demem o ki, pek ışıltılı olmayan, gücünü saflığından alan ezgilerdir duyduğun; nitekim senin kulağına da öyle geliyorlardır. Sen ve ben, yürüyerek ormanlar ve kumsallardan, yitik göller, kül enlemlerden, saf ağaç parçalarını devşirdik, suyla ve hava değişimiyle salınan dallardan. Türküler yaktığım ve tapındığım gözlerini yaşatsınlar diye on dört tahtalı bu küçük evlerin çatısını ve aşk çatılarını o hoş kalıntılardan balta, bıçak ve çakı ile kurdum. İşte sana ait yüze tamamlanmış aşk sonesi: Sana borçlu oldukları yaşamdan başka bir şey olmayan dallardan soneler.

Pablo Neruda - (Ekim 1959)


Pablo Neruda y Matilde Urrutia

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder